Kayıp çocuk sayısında hızlı artış: "8 yılda 104 bin çocuk kayboldu!.." Hükümet tedbir konusunda yetersiz. Yargıçlar "İnsanlık düşmanı ihanet unsurlarını" Cezalandırma konusunda çekingen!
HÜKÜMET "BU KONUDA" GÖREVİNİ YAPMIYOR. MİLLETİN EVLÂTLARINI KORUMADIĞI GİBİ; VATAN TOPRAKLARINI DA KORUYAMIYOR!.. |
HÜSEYİN ŞİMŞEK huseyinsimsek@birgun.net @simsekhuseyinn
Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) Adli İstatistik verilerine göre 2008-2016 yılları arasında resmi olarak kayıp müracaatı yapılan çocuk sayısı 104 bin 531’e ulaştı. Ağrı’da kaybolan dört yaşındaki Leyla Aydemir ile kamuoyunun gündemine gelen kayıp çocuklara ilişkin son olarak 2008-2016 yıllarını kapsayan TÜİK Adli İstatistiklere göre, 31 bin nüfuslu San Marino, 36 bin 656 nüfuslu Lihtenştayn ve 56 bin 810 nüfuslu Grönland’ın da aralarında bulunduğu 16 ülkenin nüfusundan daha fazla çocuk kayboldu.
Ailelerine kavuşturulan çocukların sayısının yer almadığı istatistiklere göre, 2008 yılında 4 bin 517, 2009 yılında 5 bin 81, 2010 yılında ise 8 bin 81 çocuk kayboldu. Kayıp çocuk sayısının çift hanelere çıktığı 2011 yılında 10 bin 67, 2012 yılında 12 bin 474, 2013 yılında 16 bin 218, 2014 yılında 18 bin 696, 2015 yılında 17 bin 706 ve 2016 yılında ise 11 bin 691 çocuk kayıp olarak bildirildi.
26 bin çocuk evden kaçtı
97 bin nüfuslu Ardahan, 82 bin nüfuslu Dersim ve 80 bin nüfuslu Bayburt’tan daha kalabalık olan kayıp çocukların 59 bin 435’i kız çocuklarından oluşuyor. Çeşitli nedenlerden ötürü ailelerinden kaçarak sokaklara düşen çocuk sayısı ise 26 bin 168 olarak kayıtlara geçti. Son günlerde giderek artan kayıp çocuk vakalarının, AKP iktidarı tarafından 16 yıldır göz ardı edilen çocuğun istismarı konusuna işaret ettiğini ifade eden CHP Genel Başkan Yardımcısı Gamze Akkuş İlgezdi, “İktidar, ‘çocuk istismarı’ denilince sorunu sadece fiziki ve cinsel şiddet boyutunda ele alıyor. Oysa ‘çocuğun istismarı’ son derece geniş, acı ve endişe verici bir alanı tanımlamaktadır” dedi.
‘AKP sırtını döndü’
Uygulanan yanlış ekonomik, siyasi ve sosyal politikalar nedeniyle ailesinden kopan çocuk sayısında her yıl artış yaşandığını belirten CHP’li İlgezdi, şunları söyledi: “Kayıp çocukların insan tacirlerinin eline düşmesi olası bir durumdur. Aklımıza cinsel istismar haricinde organ kaçakçılığı da geliyor. Fakat Türkiye’deki organ kaçakçılığı faaliyetleri konusunda elimizde yeterli veri yok. Küçük yaşta evlilikleri meşru gösterecek hukuki adımların atılmış olması da çocuğa yönelik istismarı artıran bir diğer önemli sorundur. Ne yazık ki AKP iktidarı bütün bu sorunlara sırtını dönmüş vaziyette.”
‘Destek hattı kurulmalı’
Türkiye’de kayıp çocuklara ilişkin çeşitli çalışmalarda bulunan Uluslararası Çocuk Merkezi Çocuk Hakları Bölüm Koordinatörü Işıl Erdemli ve Uluslararası Çocuk Merkezi İletişim ve Savunuculuk Sorumlusu Ebru Ergin, konu ile ilgili BirGün’e değerlendirmelerde bulundu. Uzmanlar, çocukların kaybolmasının yalnızca yabancılar tarafından kaçırıldıkları anlamına gelmediğini ifade ederek, “Birçok nedeni olabilir. Şiddet, istismar, yoksulluk gibi nedenlerden bakımevlerinden ve evlerinden kaçabiliyorlar. Ebeveynlerinden birisi tarafından ya da yabancılar tarafından da kaçırılabiliyorlar” değerlendirmesinde bulundu.
Erdemli ve Ergin, kayıp çocuklara ilişkin değerlendirmelerinde şu ifadelere yer verdi: “Kayıp çocukların kaybolduktan sonra birçok şiddet türüne maruz kalma açısından risk altında olduklarını söyleyebiliriz. Çocukların ortadan kaybolmasını engellemek için önleme çalışmalarına odaklanmak gerekiyor. Kaybolmuş çocukların bulunduktan sonra izlenmesi yolu ile risk haritasının çıkarılması ve bu riskleri ortadan kaldıracak çalışmaların yapılması gerekiyor. Arama çalışmaları sırasında da aileler psiko-sosyal olarak desteklenmeli. Ayrıca, Avrupa’da olduğu gibi Türkiye’de de kaybolan çocukların destek alabilecekleri ve tüm çocuklar için ulaşılabilir olan bir ‘kayıp çocuk destek hattı’ da kurulmalı.”
Minik Leyla’dan acı haber
Ağrı’da ailesiyle birlikte bayramlaşmak için gittiği dedesinin köyünde kaybolan ve iki haftayı aşkın süredir arama çalışmalarının sürdüğü 4 yaşındaki Leyla Aydemir’in cansız bedeni kaybolduğu Bezirhane Köyü’ne yakın bir noktada dere yatağında bulundu.
Leyla, Bezirhane köyüne yakın Kurudere mevkiine ot biçmek için giden bir köylü tarafından bulundu. Küçük kızın cansız bedeni, otopsi yapılmak üzere Ağrı Devlet Hastanesi morguna götürüldü. Leyla’nın dedesi Zeki Aydemir, “Gidip baktığımızda yüzü suya basılmış şekilde duruyordu. Sırtında yara izleri vardı. Yüzüne bakamadım. Mavi gözlümü bu hale getirenlerin bulunup adalet önünde hesap versin” dedi.
Ağrı Valiliği tarafından yapılan açıklamada, “15 Haziran 2018 tarihinde kaybolan Leyla Aydemir kızımız bugün [dün] saat 18.45 sıralarında köy merkezine 3 kilometre uzaklıkta dere yatağı içerisinde maalesef cesedine ulaşılmıştır. Konuyla ilgili adli tahkikat devam etmektedir” denildi. Öte yandan Ağrı Cumhuriyet Başsavcılığınca görevlendirilen iki savcı, bölgeye gelerek inceleme başlattı.
Silvan’da kaybolan Yusuf aranıyor
DİYARBAKIR’ın Silvan ilçesinde önceki gün hayvanları otlatmaya götüren ve bir daha kendisinden haber alınamayan 14 yaşındaki Yusuf Yılmaz’ın bulunması için başlatılan arama kurtarma çalışmaları drone ve 8x8 ambifik araçlarla sürdürülüyor. Silvan ilçesine 18 kilometre uzaklıkta bulunan Malabadi Mahallesinde oturan Mehmet Şah Yılmaz, hayvanları otlatması için oğlu Yusuf Yılmaz’ı meralık alana gönderdi. Akşam saatlerinde oğlunun eve gelmemesi üzerine Yılmaz, hayvanların otlatıldığı bölgeye gitti. Burada oğlu Yusuf’u bulamayan baba, olayı güvenlik güçlerine bildirdi.
İhbarı alan güvenlik güçleri, Yusuf Yılmaz’ın kaybolduğu bölgede arama çalışmaları başlattı. Akşam saatlerinde arama çalışmaları sonuç vermeyince dün sabah saatlerinde, aralarında AFAD, UMKE, Jandarma, güvenlik korucuları, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi’ne ait su altı dalgıç ekipleri ve köylülerin katılımıyla arama çalışmaları yeniden başlatıldı. KAYNAK: HÜSEYİN ŞİMŞEK huseyinsimsek@birgun.net @simsekhuseyinn
[[https://www.birgun.net/haber-detay/kayip-cocuk-sayisinda-hizli-artis-8-yilda-104-bin-cocuk-kayboldu-221679.html]]
*Küçük Leyla için şarkıdaki kara kelimesini mavi kelimesi le değiştirdiğim içim özür dilerim...
"Leyla Bir Özge candır.
Mavi* gözlü ceylandır.
.......................
Leyla, Leyla ah Leyla
Dillerde söylenen o.
Yollarda gözlenen o"
Mavi* gözlü ceylandır.
.......................
Leyla, Leyla ah Leyla
Dillerde söylenen o.
Yollarda gözlenen o"
Diyerek yollarını gözledik....
Ama Ölüm haberiyle sarsıldık...
Ama Ölüm haberiyle sarsıldık...
Ağrı’nın bu güzel çocuğu, O güzel gözleriyle seksen milyonu büyülemişti… Sağlıklı bir şekilde bulunmasını istedik… Büyüyüp yıllar sonra “Mecnun”una kavuşmasını diledik... Ama olmadı... Günlerce süren aramalardan sonra cansız vücudu bulundu…
Dilimizdeki türkü “Yazımı Kışa Çevirdin Bak Gözümde Yaşa Leyla'm”a dönüştü..
Olayın nedeni hakkında kesin bir açıklama yok… Bir sapkının tecavüz sonrası işlediği cinayet mi? Kan davası mı? Yoksa terör örgütünün aileye bir gözdağı mı?
Genel kanı; tecavüz olduğu yönünde…
Bu sapkınlıklar hep vardı belki, ama sanki son yıllarda bu sapkınlık, vahşet daha da arttı...
Gün geçmiyor ki bir sapkınlık haberi duymayalım...
Ve failler çoğunlukla tanıdık ve umulmayan kişiler;
Komşusu,
Amcası,
Öğretmeni,
Evinin anahtarı verilecek kadar güvenilen kapıcısı...
Dinini öğretsin diye emanet edilen Kuran kursu hocası...
Annenin sevgilisi...
Komşusu,
Amcası,
Öğretmeni,
Evinin anahtarı verilecek kadar güvenilen kapıcısı...
Dinini öğretsin diye emanet edilen Kuran kursu hocası...
Annenin sevgilisi...
Hedef ise aynı; korumasız, saf, temiz, güzeller güzeli çocuklar...
Kimler mi kusurlu;
Kurumlar arasında gerekli işbirliğini sağlayarak, olayların nedenlerini araştırmayan, koruyucu, önleyici tedbirleri alamayan siyasi irade…
Olayları küçümseyen, "münferit olay" diye tanımlayan, "bir kere ile birşey olmaz" düzeysizliği ile olayları tanımlayan, "çocuk da istemiştir" diyerek utanmazlığın zirvesine çıkan, hâlâ kalıcı bir tedbir almak için gayret göstermeyen yetkililer...
Sapıklara iyi hal indirimi uygulayan yargıçlar...
Wikipedi'ye, pek çok STK'nın sitesine engellemeler getiren, ancak bu tür sapkınlıkları özendiren porno sitelerini kapatmakta çok geç kalan BTK...
Çocuklarını baskıcı bir tarzda yetiştiren, onların söylediklerine inanmayan, toplum baskısının da etkisiyle, bu yöndeki tehlikeyi sezemeyen ebeveynler...
Tecavüz edileni suçlu gibi gören toplumsal “ahlak” yapımız…
Bazen olayları görmezden gelen, bazen yaptıkları yayınlar ile pedofil eğilimleri körükleyen, olayların nedeni üzerinde durmayan, önlemler hakkında öneri getirmeyen sadece tiraj ve reyting peşinde koşan medya…
Şüphelendikleri durumlarda, koruma, kollama, ihbar mükellefiyetini yerine getirmeyerek, üç maymunu oynayan sıradan vatandaşlar...
Gerekli tepkiyi göstermeyen, olayların önlenmesi için öneri getirmeyen Siyasi Partiler, STK'lar...
Kısacası az veya çok hepimiz...
O güzel gözlü, güzel yüzlü çocukların başına bir şey gelmesini istemiyorsak bir şeyler yapmamız lazım...
Öncelikle; İyi siyasetçi, görevine müdrik yönetici, sorumlu yurttaş, öz denetimini yapabilen bir medya, iyi ebeveyn olmak zorundayız...
Ve de kaldırılan andımızdaki o güzel cümleyi "Yasam küçüklerimi korumaktır..." bir hayat düsturu haline getirebilmeliyiz…
*Küçük Leyla için şarkıdaki kara kelimesini mavi kelimesi le değiştirdiğim içim özür dilerim...
1
Nur Özbay